Gökbilimciler, on yıldır evrenin derinliklerinden gelen ve "mavi patlamalar" olarak bilinen gizemli ışık parlamalarının sırrını nihayet çözmeyi başardı. AT 2024wpp adı verilen yeni bir sinyal üzerinde yapılan incelemeler, bu göz kamaştırıcı mavi ışıkların basit bir yıldız patlaması (süpernova) olmadığını, aksine bir kara deliğin bir yıldızı sadece birkaç gün içinde adeta "kıyma makinesinden geçirerek" yok etmesinden kaynaklandığını ortaya koydu. Bilim dünyasında büyük heyecan yaratan bu keşif, uzayın en vahşi ve en parlak olaylarından birinin perde arkasını aydınlatıyor.
Milyarlarca ışık yılı uzaklıktan bile görülebilen bu mavi parlamalar, öylesine muazzam bir enerji yayıyor ki, normal bir yıldız patlamasının bu güce ulaşması fiziksel olarak imkansız görünüyor. Araştırmacılar, bu olayı bir "Yıldız Parçalanma Olayı" olarak tanımlıyor. Güneş’ten 100 kat daha büyük bir kara delik, yanındaki devasa bir yıldızı devasa kütleçekim gücüyle kendine çekiyor ve onu bir spagetti gibi uzatarak parçalara ayırıyor. Bu vahşi süreç sırasında ortaya çıkan enerji, evrenin en parlak ve en gizemli ışık gösterilerinden birini oluşturuyor.
Bu özel patlamayı diğerlerinden ayıran en önemli unsur ise kara deliğin kurbanını seçme biçimi. Bilim insanlarının teorisine göre, kara delik uzun bir süre boyunca komşu yıldızdan gizlice besleniyor ve çevresinde devasa bir madde kabuğu oluşturuyor. Vakit geldiğinde yıldız kara deliğe iyice yaklaştığında yaşanan o son büyük çarpışma, daha önce biriken maddelerle etkileşime girerek morötesinden X-ışınlarına kadar uzanan o meşhur parlak mavi ışığı doğuruyor. Kendi geçmişimizi ve evrenin işleyişini anlamamızı sağlayan bu keşif, uzayda "sakin" görünen her parıltının arkasında aslında devasa bir yıkım hikayesi yatabileceğini bir kez daha kanıtlıyor.




