Millî Savunma Bakanlığı kaynakları, Suriye’deki son duruma ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.

SDG terör örgütünün Suriye'nin birlik bütünlüğüne ve ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğu vurgulanan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“SDG terör örgütünün silahsızlanma ve Suriye devletine entegrasyon taahhütlerini yerine getirmemesi Suriye’nin birlik ve bütünlüğü ile ulusal güvenliğimize tehdit oluşturmaktadır. Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetlerimiz nettir. SDG terör örgütünün süreci sabote eden tavırlarına izin vermeyeceğimiz ve Suriye’nin yeni yönetimiyle iş birliği içinde terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimiz defalarca belirtilmiştir. SDG terör örgütü, Suriye ordusuna entegrasyon sürecine uymalı, Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne zarar verecek her türlü eylem ve söylemden vazgeçmelidir. Türkiye bu sürecin takipçisi olmaya devam edecek ve gerektiğinde hem kendi güvenliği hem de Suriye’nin istikrarına katkı sağlamak için Suriye’ye her türlü desteği verecektir.”

MSB: Suriye harekat alanlarında imha edilen tünel uzunluğu 580 kilometreye ulaştı

MSB: Suriye harekat alanlarında imha edilen tünel uzunluğu 580 kilometreye ulaştı

"Halkımız sosyal medya üzerinden yapılmaya çalışılan algı oyunlarına karşı dikkatli olmalı"

Millî Savunma Bakanlığı kaynakları, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda TSK’ya yönelik yapılan dezenformasyon çabalarıyla ilgili de şu açıklamayı yaptı:

“Basında ve sosyal medyada; Cumhuriyetimizin kurucusu, Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedî istirahatgâhı olan Anıtkabir’de, 30 Ağustos Zafer Bayramı münasebetiyle düzenlenen törende yapay zekâ ürünü fotoğraflarla generallerin arandığı, törene katılmak üzere aileleriyle birlikte gelen askeri personelin içeri alınmadığı iddiaları ve 2019 yılında bir televizyon kanalında yayınlanmasının ardından Bakanlığımız ve şahsi olarak general/amirallerimiz tarafından derhal suç duyurusunda bulunulan ve dava süreci devam eden görüntülerin tekrar dolaşıma sokulması Türk Silahlı Kuvvetlerimize yönelik itibarsızlaştırma ve sistematik bir dezenformasyon çabasıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerimize yönelik gerçek olmayan veya yıllar önce dava konusu olmuş konuların tekrar gündeme getirilmesi suretiyle yapılan algı operasyonları sadece ordumuzu değil, aynı zamanda devletimizin güvenliğini ve milletimizin birliğini hedef almaktadır. Sosyal medya her geçen gün kirlenmekte ve tehlikeli bir hâl almaktadır. Halkımız sosyal medya üzerinden yapılan veya yapılmaya çalışılan algı oyunlarına karşı dikkatli ve ihtiyatlı olmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; anayasa ve yasalarla kendisine tevdi edilen görevleri, millî güvenliğimizin teminatı olarak, büyük bir azim ve kararlılıkla yerine getirmeye devam edecektir.”

Türk F-16'larının Yunan FIR hattını ihlal ettiği iddiası

Bakanlık kaynakları, Türkiye’ye ait iki adet F-16 savaş uçağının, Rodos ile Meis arasında uçuş planı sunmadan hareket ederek Atina FIR hattını ihlal ettiğine yönelik Yunan basınında yer alan haberlerle ilgili de şunları söyledi:

İşgalci İsrail ordusu Batı Şeria'da Filistinlilere ait bir evi ve tarım tesisini yıktı
İşgalci İsrail ordusu Batı Şeria'da Filistinlilere ait bir evi ve tarım tesisini yıktı
İçeriği Görüntüle

“Ege ve Doğu Akdeniz’in uluslararası hava sahasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait uçaklar ile yıllardır deniz üzerinde düzensiz göçle mücadele ve tanımlanmış deniz resminin oluşturulması kapsamında Deniz Karakol uçuşları gerçekleştirilmektedir. Bu uçuşlar millî olduğu kadar NATO kapsamında icra edilmektedir.

Bahse konu olay gününde de her zaman olduğu gibi Türk P-72 tipindeki Deniz Karakol Uçağı NATO (Associated Support) uçuşu olarak hem NATO hem de Yunanistan makamlarının bilgisi içerisinde görevini icra etmiştir. Buna rağmen Yunanistan tarafından bu silahsız uçağımıza Girit/Kastellion meydanından silahlı 2 adet F-16 uçağı ile reaksiyon gösterilmiş ve önleme yapılmıştır.

Bu reaksiyona ilave olarak, Silahsız Deniz Karakol Uçağımızın uçuş emniyeti ihlal edilmiş ve uçağımız tehlikeli duruma sokularak taciz edilmiştir. Bu durum karşısında Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza ait Ani Reaksiyon uçaklarımız tarafından, itidalli duruşumuz korunarak, istenmeyen olayların olmaması amacıyla uçaklar arasında gerekli ayrım sağlanmıştır. NATO makamları olay sonrası NATO raporlaşma usulleri aracılığıyla bilgilendirilmiştir. Bu olayın Yunanistan’ın son dönemde gerek söylemde gerek sahada attığı gerginliği artırıcı adımlarının yeni bir örneğini teşkil ettiği ve iki ülke arasında imzalanan 2023 tarihli Atina Bildirgesinin lafzı ve ruhuna aykırı olduğu değerlendirilmektedir.
Türkiye olarak uzlaşmadan yana ve yapıcı yaklaşımımızı devam ettireceğiz. Amacımız bölgemizdeki olumlu atmosferin muhafaza edilmesi olup bu yöndeki çabalarımızı sürdüreceğimizi vurgulamak isteriz.”